14 Temmuz 2019 Pazar

Çocuğunuza Sınır Koyma

"Çocuklarınız kurallarınıza uymuyor, yanlış davranışlarda mı bulunuyorlar? Doğru davranmaları konusundaki önerilerinizi önemsemiyor ya da ret mi ediyorlar? Yumuşak ve otoriter eğitim modelleri arasında kararsız mı kalıyorsunuz?

Oysa bu modellerden daha eğitici ve daha az çaba gerektiren bir yöntem var. Çocuğunuza Sınır Koyma, çocuklarınızın daha nazik ve saygılı olması için altyapı oluşturmanıza yardımcı olur.

Robert MacKenzie tarafından yazılmış ve tekrar gözden geçirilerek genişletilmiş bu baskı ile kanıtlanmış teknik ve yöntemleri öğrenecek ve çocuğunuzun sizinle işbirliği yapmasını sağlayacaksınız.

Bu kitap anne-babalara şu özellikleri kazandırıyor:

Anlaşılır, kesin ve etkili sınırlar koymak
Çatışma ve güç mücadelelerine son vermek
İşbirliğine yönlendirecek kurallar koymak
Çocuklara sorun çözme becerileri kazandırmak
Yanlış davranışlar karşısında mantıksal sonuçlar uygulamak

Çocukların, gelişimlerini yönlendirecek sınırlara ihtiyaçları vardır. MacKenzie'nin rehberliğinde sizler de mutlu ve tatminkâr bir aile hayatı için gerekli olan eğitici sınırları oluşturmayı öğreneceksiniz."
Kitapçıda gezinirken kitabın başlığı ve arkasındaki tanıtım yazısı ilgimi çekti, içine şöyle bir göz gezdirdim, hoşuma gitti ve hemen alıp okumaya başladım. Gerçekten ufkumu açan bir kitap oldu. Kitapta yazanların hepsini uygulayabildiğimi sanmıyorum. Çünkü bu yöntemi uygulayabilmek için önce sabırlı biri olmayı öğrenmek lazım. Sizin yetişkin, çocuğunuzun çocuk olduğunu aklınızdan çıkarmamalısınız. Çocuğunuz sizi sinirlendirdiğinde sakin kalabilmelisiniz. Ancak ondan sonra kitaptaki yöntemleri uygulayabilirsiniz. Bir de tabii sadece sizin uygulamanız yeterli değil. Evdeki ve çocuğun eğitiminde etkili herkes de uygulamalı ki yöntem sonuç versin. Yani tutarlılık çok önemli. Çocuklar deneye yanıla öğreniyorlar. Herseferinde aynı sonuçla karşılaşırlarsa yaptıklarının sonuçlarını öğrenirler. Siz yada çevrenizdekiler tutarlı olmazsa çocuk yaptığı yaramazlık karşısında herseferinde başka bir tepki alır ve kafası karışır öğrenemez.
İlk adım anlaşılır ve kesin sınırlar koymak. 'Bunu yapmasan iyi olur.' gibi cümlelerin ucunun açık olduğundan bahsediyor. Bu cümle çocuk tarafından 'İstersen yapabilirsin.' gibi anlaşılıyor. Çocuğa direk 'Bunu yapma.' demeniz gerektiğini söylüyor. Eğer yapmasını istemediğiniz şeyi yapmaya devam ederse, sizi duyup duymadığını kontrol etmenizi öneriyor. 'Biraz önce söylediğimi tekrar eder misin?' diyerek sizi duyup anladığından emin olun diyor.

"Net ve etkin davranışlar, derslerimizi öğretmenin en iyi yoludur."

Yazar, sert sınırlar belirlemenin yollarını aşağıdaki gibi sıralamış:
"1. Mesajı davranış üzerine yoğunlaştırın.
2. Açık, anlaşılır ve kesin olun.
3. Normal ses tonunuzla konuşun.
4. Gerekli durumlarda sonuçları belirleyin.
5. Sözlerinizi davranışlarınızla destekleyin."

Kitapta bir de 'aile dansı'ndan bahsediliyor. Aile dansı, çocuğunuzun sizinle münakaşayı uzatarak yapması gereken şeyi ertelemesi olarak tanımlanabilir. Sonuca ulaşana kadar sizin eziyet çektiğiniz, çocuğunuzun ise sizinle kedinin fareyle oynadığı gibi oynadığı durum yani. Aynı zamanda klinik psikoloğu olan yazar, kendi hastalarından bolca örnek veriyor kitabında ve çocuklarınız sizi aile dansına çekmeye çalıştığında bundan kaçınmanızı ve dansı hemen davranışsal adımlarla sonlandırmanızı öneriyor. Yani kurallarınızı sonuçlarla desteklemelisiniz. Bu davranışsal adımlar mola yada mantıksal sonuçlar olabilir.

Mola süresi çocuğun yaşına göre belirleniyor. Çocuk 3 yaşındaysa 3 dakika, 4 yaşındaysa 4 dakika. Çocuğun yaşı büyüdükçe mola süresi o kadar artıyor. Biz mola uygulamasına Arda 2 yaşındayken başladık. Çok da faydasını gördük. Bağırıp çağırmaya başladığında, hiçbir şekilde uzlaşmaya yanaşmadığında ve ne yaparsak yapalım sakinleştiremediğimizde, oyuncaklarını elinden alıyoruz, sessiz sakin bir köşeye gidiyoruz (evde yada dışarda fark etmez) ve bekliyoruz. Oynamadan, konuşmadan, tepki vermeden, bağırmadan çağırmadan. Bir süre sonra zaten yakarışlarına cevap alamadığında o da sakinleşiyor, anlaşılabilir ve makul bir diyalog kurulabilecek hale geliyor. Önemli olan münakaşa etmemek, sakin kalmak ve kesinlikle hakaret içeren yada aşağılayıcı sözler söylememek. Başka bir deyişle, çocuğunuzun kalbini kötü sözlerinizle kırmayın. Anlatması kolay fakat uygulaması zor. İnsan bazen o kadar çileden çıkıyor ki farkında olmadan aile dansının içine çekilebiliyor ve sakinliğini koruyamayabiliyor.

Mantıksal sonuçlar ise, oyuncağını elinden almak, yaptığı şeyi fiziksel olarak engellemek, kısa süreli cezalar vermek gibi şeyler. Ya da yaptıklarının doğal sonuçlarına katlanmasını sağlamak. Cezaların ve molaların çok uzun olmaması gerekiyor. Yazara göre bu cezaların süreleri gereğinden fazla uzarsa ceza olmaktan çıkıp karşısındakine acı çektirmeye dönüyor ve çocukta intikam duyguları oluşmasına sebep oluyormuş.

Yazar kitabında ne sert ne de yumuşak çocuk yetiştirme yöntemini öneriyor. Onun önerdiği yöntem kendi tabiriyle 'demokratik' bir yöntem. Ama bana sorarsanız sert yöntemle arasında çok ince bir çizgi bulunuyor. Kitapta yazanları uyguladığınızı düşünürken küçük nüanslar yüzünden farkında olmadan bambaşka bir şeyler yapıyor olabilirsiniz.

Yazarın çocuklarınıza sözünüzü dinletme yöntemlerinden biri de 'teşvik etme'. Örneğin, çocuğunuza sınırlı seçimler sunup onlardan birini tercih etmesini sağlayabilirsiniz. Her ne kadar çocuğunuz seçeneklerde olmayan bir şey seçse de kararlı olursanız bir süre sonra sunduklarınızdan başka bir seçeneği olmadığını anlayıp birini seçecektir. Bizde genelde böyle oluyor en azından. Teşvik etme bölümünde yazarın ele aldığı başlıklar: 'Onaylanabilir Davranışları Cesaretlendirme, İşbirliğini Cesaretlendirme, Bağımsızlığı Cesaretlendirme ve Gelişmeyi Cesaretlendirme'.

Bu kitabı daha çok 'terrible two' dönemindeki oğlumla başa çıkabilmek için okusam da içinde ergenlerle nasıl başedileceği ile ilgili de örnekler mevcut. Gerçi bu yöntemleri 3 yaşından önce uygulamayı önermese de, 2 yaşında biraz yumuşatarak uygulanabilir. Yazar ayrıca, hiperaktivite ve dikkat eksikliği olan çocuklarda da kitabın uygulanmaması gerektiğini, mutlaka bir uzmandan yardım alınması gerektiğini vurguluyor. Yani bu yöntemleri uygulamadan önce çocuğunuzun davranışlarının nedenini iyi teşhis etmiş olmalısınız.

Kitap, çocuklara 2 yaşından itibaren ev işlerinde sorumluluk verilmesini öneriyor. Böylece çocuklar, erken yaşta sorumluluk sahibi oluyorlar. Kitapta, 2-12 yaş grupları için verilebilecek ev işleri için bir öneri listesi de mevcut.

Bizim için henüz erken olsa da ev ödevlerini çocuğa nasıl yaptırmanız gerektiği ile ilgili de bir bölüm var.

Son olarak, bu yöntemi kullanmaya başlamadan önce çocuğunuza açıklama yaparak yöntemi ve sonuçlarını anlatmanızı öneriyor. Böylece çocukta bir iki denemeden sonra istediğiniz değişimi göreceğinizi vadediyor.

Aynı yazar tarafından yazılmış bu kitabın devamı niteliğinde bir kitap daha var: "Çocuğunuza Sınır Koyma 2". Bu kitabı da ilk kitaptan yaklaşık 3 sene sonra okudum ve onunla ilgili de bir yazı yazmayı düşünüyorum. İkinci kitap daha çok inatçı çocuklara yönelik ilk kitaptaki benzer yöntemlerin uygulanmasını anlatıyor.

Tabiiki bu kitapları okuduktan sonra bir mucize beklemeyin. Yöntemi gerçekten uygulayabilmek zor ve bazı durumlarda nasıl davranmanız gerektiğini gerçekten şaşırabiliyorsunuz.

Sultan Hamid Düşerken

  Nahid Sırrı Örik, Türk edebiyatının çok kıymetli ama pek bilinmeyen yazarlarından. Kıskanmak kitabıyla tanımıştım onu, çok da sevmiştim. ...