21 Mart 2021 Pazar

Yalnız Seni Arıyorum

Orhan Veli ile tek ortak yanım aynı liseden mezun olmam. Tabii o zaman bizim lisenin binası farklı bir yerdeymiş ve sadece erkek öğrencileri kabul ediyormuş. Orhan Veli'nin yıllar önce Nahit Hanım'a yazdığı mektuplar 2014 yılında yapı kredi yayınlarından yayınlanmış. Orhan Veli'yi hepimiz tanıyoruz peki Nahit Hanım kimdir? Nahit Hanım, Halil Vedat Fıratlı'nın eşi, yani evli bir kadın, bu sebeple bu aşkı gizli saklı yaşamışlar. Orhan Veli ona birçok şiir yazmış. Bunlardan biri de "Aşk Resmigeçiti". 
Mektuplar, Orhan Veli'nin İstanbul'a taşındığı 1947 ve öldüğü 1950 yılları arasını kapsıyor. Ankara'daki işinden memnun olmadığı için istifa eden şair, gönlünden geçen işleri yapmak için İstanbul'a Sarıyer'e yerleşmiş. O zamanlar Sarıyer İstanbul gibi görünmüyor tabii ki, bu yüzden "İstanbul'a inmek"ten bahsediyor hep mektuplarında. Nahit Hanım'dan da mektuplarını Ölmez Eserler Kitapevi'ne göndermesini rica ediyor. Mektuplardan anlaşıldığı üzere şair de mektuplarını Nahit Hanım'ın çalıştığı okula gönderiyor. 
Mektuplarında hep parasızlıktan söz etmiş. Bir palto alacak parası bile yokmuş. Sık sık Ankara'ya, Nahit Hanım'a gitmek istese de parasızlıktan ıstediği kadar gidememiş. Her ay bu sefer kazanırım ümidiyle piyango bileti almış. Nahit Hanım'la ikisi at yarışı oynatmayı severmiş bu sebeple mektuplarında yarışlardan ve favori atlardan da söz ediyor. 
Bir de kıskançlık mevzusu var tabi. Orhan Veli'nin hayatındaki tek kadın Nahit Hanım değilmiş. Erol Güney'in baldızı Bella Kente ilgisi ömrünün sonuna kadar sürmüş. Hatta ona "Sereserpe" ve "Anlatamıyorum" şiirlerini yazmıştır. Kitapta Nahit Hanım'ın mektupları yok fakat şairin cevaplarından mektupların sitem dolu olduğu anlaşılıyor. 
"İhtimal mektup yazarken sen yazdıklarından da başka şeyler düşünüyorsun. Tabii onları tahmin edip cevaplandıramam. Bundan dolayı da suçlu olmamam icap eder."
Kitapta orjinal mektupların bazılarının resimleri var ve arap harfleriyle yazıldığı görülüyor. Alfabe kabulünden 20 sene geçmesine rağmen yazıların hala arap alfabesiyle yazılması çok garibime gitti.




 

14 Mart 2021 Pazar

Alıştığımız Gibi Değil "Pandemi Döneminde Ebeveyn Olmak, Sorunlar ve Çözümler"

 

Okulun düzenledigi online seminerlerden birinde dinlemiştim Şeçil Akagün Cüntay'ı ve söyledikleri bana çok mantıklı gelmişti. Konu ile ilgili kitabı olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım çünkü bu kadar kısa süre içinde bulunduğumuz koşulları analiz edip, bununla ilgili bir kitap yazmak bana imkansız geldi. Kitap bu yılın Ocak ayında çıkmış ve bence insanın içini rahatlatan ve yalnız olmadığını hissettiren bir kitap. Umarım bu durum çabucak biter ve bu kitap bize geçmişten bir anı olarak kalır sadece. Kitabı Boğaziçi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümünden mezun, sektörde deneyimli iki anne yazmış, diğer yazar Şükran İlimsever Başarır. Kitapta çocuklarla bu dönemde yapılabilecek etkinlik önerileri de mevcut. Benim hoşuma gidenlerden biri "Pandemi Röportajları Serisi". Henüz evde denemedik ama en yakın zamanda denemek istiyorum. Bir diğer öneri çocuğun yaşına uygun hazırlanabilecek, çocuğun isteklerini içeren "Biletler". Bunları hak etmek için uğraşıp dilediği zaman kullanma özgürlüğüne sahip olabilir. Bunların haricinde, yapabiliriz diye not aldığım "anne baba tostu" ve "kral tahtı" gibi evde kolayca oynayıp ailecek hoş vakit geçirebileceğiniz oyunlar da var.

Pandemi dönemi yada değil bence çocuk her zaman ailesiyle herşeyi rahat bir şekilde konuşabilmeli. Kitapta bunun öneminden de bahsediyor. Bunun için tabii ki biz ebeveynlerin çocuğa bu ortamı yaratması gerekiyor. 

Online eğitimde çocuklardan çok fazla bir şey beklememek gerektiğine de değiniyor. Çocukların ders sırasında sıkılmasının, hareketlenmesinin ve başka şeylerle ilgilenmesinin normal olduğunu belirtiyor. Bu sebeple, okulların normal zamanda uyguladığı kuralları biraz gevşetmesi gerektiğini savunuyor. 

"Öğretmenim Beni Görüyor Musun?" bölümü adeta 7 yaşında oğlumun hissettiklerine tercüme olmuş gibi. 

Sonuç olarak, kesinlikle tavsiye edeceğim bir kitap. Yazarların sesini kulağımda duyarak, bir arkadaşımla sohbet ediyormuş gibi çabucak okuyup bitirdim. Yazarlar bu süreçte yaşadıkları kendi deneyimlerinden de örnekleri kitaba koymuşlar ve işimizin aslında ne kadar zor olduğunu, bazen de doğru olanı yapmanın imkânsızlığını anlatmışlar.




6 Mart 2021 Cumartesi

Korku


Stefan Zweig'ın öykülerinde olay akışından çok bu olayların insanların psikolojisi ve duyguları üzerindeki etkileri ön plana çıkıyor. Korku hikayesi de işte tam böyle bir kitap. Kocasını aldatan bir kadının hikayesi. Kitap boyunca sadakatsiz kadının bir şantajcı karşısında yaşadığı çaresizliği ve korkuyu anlatıyor. Zweig'ın diğer kitaplarını düşündüğümüzde sürpriz bir sonla bitiyor. Özetle, elindekinin kıymetini bilmek temalı, diğer Zweig kitapları gibi bir çırpıda kolayca okunabilen bir kitap. 

Sultan Hamid Düşerken

  Nahid Sırrı Örik, Türk edebiyatının çok kıymetli ama pek bilinmeyen yazarlarından. Kıskanmak kitabıyla tanımıştım onu, çok da sevmiştim. ...