30 Nisan 2022 Cumartesi

Saatleri Ayarlama Enstitüsü

 

Saatleri Ayarlama Enstitüsü, lisede mutlaka okumamız gereken kitaplar listesindeydi. Ama nedense bir şeyi mutlaka yapman lazım deyince insanın yapası gelmiyor. Birkaç Türk klasikleri okuduktan sonra bu çok meşhur kitaba da şans vermeye karar verdim ve sonunda kararımdan memnun oldum. Kitabın oldukça akıcı bir dili var, okuyucuyu sürüklüyor. Doğruyu söylemek gerekirse içindeki sembolizmlere çok takılmadan okumaya çalıştım, aksi halde kitabı okumayı bitiremezdim sanırım. Kitabın anlatıcısı ve ana karakteri Hayri İrdal'ı çok sevdim. Başından geçenleri anlatırken, tekrar düşünme fırsatı buluyor ve kitabın sonunda düşünceleri başkalaşıp, farklı bir insan oluyor gibi geldi bana. Kitaptaki karakterler de oldukça zengin. Günlük hayatımızda hepimizin karşına çıkan, belki de içimizde olan insan tipleri anlatılıyor. Kitap aslında Türk insanının eski gelenekler ile modern yaşam arasında bocalamasını farklı bir bakış açısı ile konu ediyor. 

Yazarın çok usta bir dili var. Şu paragraf sanırım bunu anlatmaya yetiyor: "Bir arı, küçük cüssesinde birkaç dizel motorunun sesini bulmuş, durmadan başımızın üstünde vızıldıyor, havada üst üste çelik levhalar deliyor, onların aralarından geçerek Doktor Ramiz'in sesine sarılıp, onu örtüyordu."

Belki ben de size mutlaka okuyun dersem okuyasınız gelmez. O yüzden keyifli bir kitap demekle yetineceğim :)

2 Nisan 2022 Cumartesi

Müzik Nasıl İşler

 

Pandeminin bana kazandırdığı şeylerden biri de evde nasıl sıkılmadan daha çok vakit geçirebileceğim oldu sanırım. Bu sebeple okuduğum kitap sayısı oldukça arttı. Bir de yeni evle gelen boş kütüphaneyi doldurma motivasyonu var tabii ki. Oksijen gazetesinin önerisiyle aldığım 400 sayfalık bu kalın kitabı bitirmemi de bu motivasyona bağlamalıyım belki de. Kitabın başlığına aldanıp kitabın müzik ve armoni ile ilgili olduğunu sanmıştım ama yanılmışım. Kitap daha çok müzik sektörü ve onun nasıl işlediği ile ilgili. Bu sebeple, kitabın başlığını "Müzik Sektörü Nasıl İşler" olarak değiştirebilirlermiş. Beklediğim gibi olmasa da bu kalın kitabı sıkılmadan bitirdim. Önsözünü Harun Tekin'in yazdığı kitabın çevirmeni Ergin Özler. Kitabın yazarı ise Talking Heads grubunun solisti David Byrne.  

Kitabın içindeki en ilgimi çeken cümle, "Ölü adamlar yeni senfoniler yazmayacak" oldu. Yazar, sanatın geleceği için bu alandaki eğitime yatırım yapılması gerektiğini savunuyor. 

Müzik sektörü ilgini çekmiyorsa çok da tavsiye edebileceğim bir kitap değil. 


Beşpeşe

  5 yazar peşpeşe bir roman yazarsa nasıl olur? Cevabını merak ediyorsanız Beşpeşe'yi okuyabilirsiniz. Ama bence güzel olmamış, zaten 20...