26 Mart 2023 Pazar

Neden ile Başla

 

Neden ile Başla aslında bir motivasyon kitabı. İçinde iç motivasyonu nasıl sağlayacağımız ve karşımızdakinin de iç motivasyonunu nasıl harekete geçirebileceğimiz ile ilgili öneriler mevcut. İç ve dış motivasyon tanımını ve farklarını Beni Ödülle Cezalandırma kitabından öğrenmiştim. Bu kitaptaki bilgiler de o kitabı pekiştirir yönde. Bir kişiyi bir işi yapması için zorlandığımız her durumda ancak dış motivasyonunu harekete geçirebiliyoruz, baskı durumu ortadan kalktığında ise, kişi o işi yapmayı bırakıyor ve eski haline dönüyor. İç motivasyonda ise kişi o işi içselleştirdiğinden, şartlar değişse bile yapmaya devam ediyor.  İç motivasyonu aktive etmek için kitap önce kendimize neden bu işi yapıyorum sorusunu yöneltmemizi istiyor. Kendimizi ve karşımızdakini ikna edecek mantıklı bir neden bulduğumuzda o işi ne olursa olsun yapmaya devam edeceğimizi iddia ediyor.

Kitabı içinde liderlik, müşteri ilişkileri ve satış ile ilgili bölümler de var. Örneğin, bir liderin "liderlik edebilmesi" için en önemli şartın insanların ona duyduğu güven olduğunu söylüyor. 

Kitapta hoşuma giden cümlelerden biri şu: "Para, puanları hesaplamak için kullanılan bir yöntemden başka bir şey değildir... Hiç kimse kaybetmeyi sevmez."

Bu kitabın bir de ikincisi var ama bir kitap bana ana fikri anlamam için yeterli geldi o yüzden ikincisini alıp okuma zahmetine girmedim. İyi okumalar...

12 Mart 2023 Pazar

Ufak Şeyleri Dert Etmeyin

 

Son zamanlarda iş yerinde fazlasıyla stresli zamanlar geçirince eşim bana kitaplığımızın tozlu raflarında duran bu kitabı tavsiye etti. Bu tarz kitapların ticari kaygılarla yazıldığını düşündüğüm için genel olarak karşı olsam da, eşimin kitaplar konusundaki tecrübesine güvenerek okumaya karar verdim. İyi ki de okumuşum çünkü gerçekten fayda sağladı. Aslına bakarsanız iş yerindeki stres kaynağı hala devam ediyor, ama ben artık kafama takmamayı öğrendim. Kitapta yüz tane başlık ve her başlıkla ilgili bir iki sayfa kısa açıklama var, bu sebeple okuması çok kolay. Bana sorarsanız, zamanının ötesinde bir kitap, ilk baskısı 98 yılında yapılmış ama günümüzde çok moda olan, yaşam koçları tarafından tavsiye edilen şeyleri söylüyor. Bir kısmı yaptığım, bir kısmı yapamadığım, bir kısmı da yapmaya çalıştığım şeyler. Hadi gelin bu başlıklara birlikte göz atalım:

1. Ufak şeyleri dert etmeyin (bkz. kitabın başlığı)

2. Kusursuz olmayabileceğinizi kabullenin

3. Rahat ve ılımlı insanların çok başarılı olamayacakları düşüncesini bırakın

4. Düşünme sürecindeki çığ gibi büyüme etkisi

5. Sevgi kapasitenizi geliştirin

6. Unutmayın: Öldüğünüz zaman, yapılacak işler listeniz hala dolu olacaktır

7. Kimsenin sözünü kesmeyin, cümlesini bitirmeyin

8. Birisine iyilik yapın ve kimseye bundan bahsetmeyin

9. Bırakın ilgiyi başkaları toplasın

10. İçinde bulunduğunuz anı yaşamayı öğrenin

11. Sizden başka herkesin bilgili olduğunu düşünün

12. Bırakın çoğu zaman başkaları haklı olsun

13. Daha sabırlı olun

14. Sabır geliştirme egzersizleri yapın

15. Sevgi elini önce siz uzatın

16. Kendinize sorun: Bir yıl sonra bunun bir önemi olacak mı?

17. Gerçeği kabul edin: Hayat adil değildir

18. Bırakın canınız sıkılsın

19. Strese dayanma gücünüzü azaltın

20. Haftada bir kez yürekten gelen bir mektup yazın

21. Kendi cenazenize katıldığınızı farz edin

22. Sık sık tekrar edin "Hayat bir acil durum değildir"

23. Zihninizde özel bir bölüm açın

24. Her gün bir dakikanızı teşekkür edecek birini düşünmek için harcayın

25. Tanımadığımız insanların gözlerine bakın ve gülümseyerek, Merhaba, deyin

26. Her gün kendinize biraz "Sessiz zaman" ayırın

27. Yaşamınızdaki insanları minik çocuklar ve yüz yaşında ihtiyarlar olarak düşünün

28. Önce karşınızdaki kimseyi anlamayı hedefleyin

29. Daha iyi dinleyici olun

30. Savaşlarınızı akıllıca seçin

31. Ruh durumunuzu dikkate alın; moralinizin bozuk olduğu zamanlar sizi yanıltmasın

32. Hayat bir sınavdır. Altı üstü bir sınav

33. Övgü ve yergi aynı şeydir (bkz. beni ödülle cezalandırma)

34. Rastgele iyilikler yakın

35. Bir davranışın ardındakini görmeye çalışın

36. Masumiyeti görün

37. Gönlübol olmayı haklı olmaya yeğleyin

38. Bugün üç kişiye onları ne kadar çok sevdiğinizi söyleyin

39. Alçakgönüllü olmaya çalışın

40. Çöpü çıkarma sırasının kimde olduğunu hatırlamıyorsanız, gidip siz çıkarın

41. "Kışa hazırlık" telaşından kaçının

42. Her gün birkaç dakikanızı sevecek birini düşünmeye ayırın

43. Antropolog olun

44. Farklı gerçekleri anlayın

45. Kendinize bir yardım düzeni geliştirin

46. Her gün en az bir kişiye beğendiğiniz bir özelliğini söyleyin

47. Sınırlarınızı öne sürmeyin, yoksa sınırlı olursunuz

48. Gördüğünüz her şeyde Tanrı'nın parmak izi vardır

49. Eleştirme isteğinizi bastırın

50. En inatla savunduğunuz beş iddianızı sıralayın ve bu konuda yumuşamaya çalışın

51. Sırf gırgır olsun diye, size yöneltilen eleştiriyi kabul edin (göreceksiniz, canınız yanmayacak)

52. Başkalarının fikirlerinde biraz olsun doğruluk payı arayın

53. Bardağın kırılmış olduğunu farzedin (ve başka herşeyin de)

54. Bu ifadeyi iyi anlayın: "Nereye giderseniz siz oradasınız"

55. Konuşmadan önce soluk alın

56. Kendinizi iyi hissettiğiniz zaman şükredin, kötü hissettiğiniz zaman ılımlı olun

57. Daha ılımlı bir sürücü olun

58. Gevşeyin

59. Postayla evlat edinin

60. Yaşamı melodram olarak görmeyin 

61. Kendi görüşlerinizden tamamen farklı bir makale ve kitaplar okuyun ve birşeyler öğrenmeye çalışın

62. Aynı anda birkaç şey yapmaya kalkmayın

63. Ona kadar sayın

64. Kendinizi "Fırtınanın Gözü'nde" bulunmaya alıştırın

65. Planlarınızda esnek olun 

66. Sahip olmak istediğiniz şeyleri değil, elde etmiş olduklarınızı düşünün

67. Olumsuz düşüncelerinize yüz vermemeye alışın

68. Dostlarınızdan ve ailenizden bir şeyler öğrenmeye açık olun

69. Bulunduğunuz konumda mutlu olmaya bakın

70. Unutmayın: İnsanı edindiği huylar oluşturur

71. Zihninizi sessizleştirin

72. Yoga'ya başlayın

73. Hizmet vermeyi yaşamınızın değişmez bir parçası haline getirin

74. Bir iyilik yapın ve karşılığını ne isteyin ne de bekleyin

75. Sorunlarınızı öğretmeniniz olarak görün

76. Bilmemenin rahatlığını duyun

77. Varlığınızı bütünüyle kabullenin

78. İpin ucunu biraz bırakın

79. Başkalarını suçlamayı bırakın

80. Erken kalkmaya çalışın

81. Yardım etmeye çalışırken dikkatinizi küçük şeylere yöneltin

82. Unutmayın; bundan yüz yıl sonra dünyada bambaşka insanlar olacak (bu en sevdiğim)

83.  Biraz yüzünüz gülsün

84. Bir bitki yetiştirin

85. Sorunlarınıza olan bakışınızı değiştirin

86. Bir daha bir tartışmaya girecek olursanız kendi görüşünüzü savunmadan önce karşı tarafın savını anlamaya çalışın

87. "Anlamlı Başarı" bunun tanımını bir kez daha yapın

88. Duygularınıza kulak verin (size bir şey söylemeye çalışıyorlar)

89. Birisi size topu atarsa, bunu tutmak zorunda değilsiniz

90. Bu da geçer

91. Yaşamınızı sevgiyle doldurun

92. Kendi düşüncelerinizin gücünü bilin

93. "Daha fazlası daha iyidir" böyle düşünmekten vazgeçin

94. Kendinize hep şu soruyu sorun: "Gerçekten önemli olan nedir?"

95. Yüreğinizin sezgisine güvenin

96. Hayatı olduğu gibi kabul edin

97. Kendi işinize bakın

98. Olağan şeylerdeki olağanüstülüğü arayın

99. İç dünyanız için zaman ayırın

100. Bugünü son gününüzmüş gibi yaşayın. Öyle olabilir!

Yukarıda da okuduğunuz gibi bazıları birbirini tekrar eden başlıklar olsa da hepsi de çok değerli ve güzel öneriler. 

Kitapta ilgimi çeken cümleler aşağıdaki gibi:

"Hayatın adil olduğunu, ya da, öyle olması gerektiğini de kim çıkarmış?"

"Başınızdan geçen her olay artık bitmiştir. Aklınıza gelen her düşünce başlamış ve sona ermiştir."

"İki nokta arasındaki en kısa mesafe, niyettir."

Kitabı bitirdikten sonra, kitabın yazıldığı tarihin üzerinden geçen yirmi beş yılda yazar nereye gelmiş, şuanda ne yapıyor diye merak ettim ve internette araştırdım. Ne yazık ki yazarın 45 yaşında hayata gözlerini yumduğunu öğrendim. Bu da aklıma kitabın son bölümünü getirdi, "Bugünü son gününüzmüş gibi yaşayın. Öyle olabilir!" Dr. Richard Carlson, bir uçak yolculuğu sırasında aniden rahatsızlanarak akciğer embolisinden vefat etmiş.    



5 Mart 2023 Pazar

Don Kişot

Cervantes'in romanın kahramanı Don Kişot gibi garip bir hayat hikayesi var. 20'li yaşlarında bir kadın yüzünden düelloya katılan Cervantes, karşısındakini ağır bir şekilde yaraladığı için cezalandırılmış. Bu sebeple, İtalya'ya kaçan Cervantes, Osmanlılara karşı düzenlenen Haçlı seferine katılmış ve İnebahtı Deniz Savaşı'nda savaşmış. Bu ve birçok savaştan sonra ise Osmanlılar tarafından esir alınmış. 1580 yılında özgürlüğüne kavuştup İspanya'ya dönerek yazarlık kariyerine başlamış. 

Değirmenlerle savaşan Don Kişot'un hikayesini hepimiz biliyoruz. Kitabın çocuklar için olan kısaltılmış versiyonunu belki de çoğunuz okumuşsunuzdur. Son zamanlarda klasiklere olan merakımdan dolayı bu kitabın tam halini okumak istedim. 

Kitabın içinde hepimizin bildiği değirmen hikayesi haricinde, Don Kişot'un atıldığı bir sürü macera var. Don Kişot'un yardımcısı Sanço'yu yine hepimiz tanırız, fakat kitabın içinde yine Sanço ve Don Kişot kadar ilgi çekici başka karakterler de var, güzeller güzeli Marcela gibi. Kendisine aşık erkeklerin ilgisine karşılık vermemekle suçlanan Marcela, çok hoşuma giden bir serzenişte bulunuyor; "Gerçek aşk insanın içinden gelmeli, zorlamayla olmamalı, sırf beni seviyorsunuz diye neden ben de sizi sevmek zorunda olayım ki? Söyleyin bana: Eğer Tanrı beni güzel değil de çirkin yaratmış olsaydı beni sevmiyorsunuz diye size sitem etmeye hakkım olacak mıydı?"

Cervantes'in yaşadığı dönemle ilgili olacak ki, kitabın içinde Türklerle ilgili ilginç deyimler var; "Ben ne kadar Türk'sem zatıalinizin alacağı ders de ancak o kadar olacaktır." gibi. Bizde de vardır ya "Anladıysam Arap olayım" gibi. 

Kitabın içinde hoşuma giden sözlerden biri de şu; "Kısmet, denen şey çok kaprisli ve daha da önemlisi kör bir kadınmış; ne yaptığını görmüyor, kimi alçaltıp kimi yükselttiğini bilmiyormuş."

Don Kişot'un bitmek bilmeyen maceralar yaşadıktan sonra sevgili Dulcinea'sıyla bir kere bile karşılaşmaması benim için hayal kırıklığı oldu. 


Cervantes, kitabı iki bölüm olarak yazmış. Okuduklarımdan anladığın kadarıyla, ilk bölüm başarılı olunca, ikinci bölümü yazmış. Hatta kitap o kadar ünlü olmuş ki sahte Don Kişot hikayeleri ortalıkta dolaşmaya başlamış. Cervantes de bu sebeple, bu hikayelerin devam etmemesi için ikinci bölümün sonunda Don Kişot'u öldürmüş. 

Sultan Hamid Düşerken

  Nahid Sırrı Örik, Türk edebiyatının çok kıymetli ama pek bilinmeyen yazarlarından. Kıskanmak kitabıyla tanımıştım onu, çok da sevmiştim. ...