Celil Sadık'ın Cermodern'deki bir seminerine gittikten sonra kendisinden online sanat tarihi dersi almaya başladık. İlk derslerinden birinde Bedrettin Cömert'in mitoloji ve ikonografi kitabını tavsiye etti, ben de hemen aldım, iyi ki de almışım. İlk olarak, bu vesile ile Bedrettin Cömert'in kim olduğunu öğrendim. Kendisi Türkiye'de sanat tarihine yaptığı katkılar açısından çok önemli biri, ama ne yazık ki 78'de demokrasi düşmanı katiller tarafından arabası içinde kurşunlanarak öldürülmüş.
İkinci olarak, bu kitaptan mitoloji ve ikonografi ile ilgili birçok bilgi öğrendim. Daha önce mitoloji ile ilgili bir kitap okumuştum ama aklımda hiçbirşey kalmamıştı. Mitoloji ve onun sanattaki yansımasını resimlerle anlattığı için hikayeler daha iyi aklımda kaldı. Bir de not aldım tabii ki okurken çünkü bir süre sonra bütün mitolojik tanrıları birbirine karıştırmaya başlamıştım. Zeus'un ve diğer tanrıların, beğendikleri kadınlar onları reddettiğinde, onları zorla elde ettiklerini okuduğumda ve birden fazla hikayede bu durumla karşılaştığımda o devirde yaşamadığım için şükrettim. Çünkü, bu hikayelerin o dönemin gerçek yaşamlarından esinlenilerek oluşturulduğu aşikar.
Zeus'un birden fazla karısı olmuş, ama en korktuğu ve herkes tarafından en çok bilinen karısı, aynı zamanda kardeşi, Hera. Zeus, bilge karısı Metis'ten olan Athena'yı, karısını yedikten sonra alnından doğurmuş, Apollon ve Artemis, ikiz kardeşler ve Zeus ile Leto'nun çocukları.
Latincede Mars olarak bilinen Ares, çok kavgacı, Merkür olarak bilinen Hermes ise ölüleri Hades'e götüren yolcuların, hırsızların ve tacirlerin tanrısı, ayaklarında kanatlı sandallar var. Hephaistos, ateş tanrısı, Latincede Venüs olarak bilinen Afrodit ise, Zeus'la Dione'nin kızı. Poseidon, denizlerin tanrısı, Metis ise Zeus'un bilge ilk karısı. Latincede Plüton olarak bilinen Hades, ölüler ülkesinin tanrısı. Dionysos ise şarap tanrısı.
Anne kız olan Demeter ve Persephone'nin de tanrıların zulmüne uğrayan diğer kadınlar gibi bir hikayesi var. Persephone, Hades tarafından kaçırılarak yeraltı dünyasına götürülür. Annesi çaresizce kızını arar, bulamayınca da toprağın tüm bereketini keser. Kıtlık olunca Zeus duruma müdahale eder, Persephone'nin kışa denk gelen üç ayını kocasıyla yer altı dünyasında geçirmesine, baharda yeryüzündeki annesine dönmesine karar verilir. Böylece, her bahar toprağa bereket gelir.
Musalar Zeus'un dokuz kızıdır. Müze ve müzik kelimeleri sanat ve edebiyat alanlarında görev yapan bu kızların adlarından geliyor.
Nike, zaferin simgesi, Ganymedes ise Zeus'un kaçırdığı, ölümlü insanların en güzeli, oğlan sevgilisi (sadece kadınlar kaçırılmıyor demekki).
Helios güneş tanrısı, Zeus ve İo'nun ise yine cinsellikle ilgili bir hikayesi var. Zeus, İo'yu bulut biçimine girerek elde eder. Karısı Hera, onun sadakatsizliğini keşfettiğinde, İo'yu bir öküze dönüştürür ve onu sokması için bir at sineği yaratır. İo, boğazın karşı yakasına atlar. Böylece bous = öküz ve poros = geçiş yeri kelimesi doğar. Bosphorus öküz geçiş yeri anlamına gelir.
Pan, birden görünür, garip sesler ve gürültüler çıkararak, ıssız yerlerden geçen yolcuları korkutur, onları pan (panik) korkusuyla doldurur. Kybele, Anadolu'da vahşi doğanın tanrıçasıdır. Asklepios, sağlık tanrıçasıdır, kızının adı ise Hygieia'dır (ben hijyene benzettim). Sisyphos ise kocaman bir kayayı sürekli bir tepeye iter ve tepeye varmadan kaya tekrar aşağıya yuvarlanır.
Kitabın devamında, Tevrat ve İncil'den hikayeler ve bunların sanata yansımaları anlatılıyor. Fakat benim ilgimi daha çok kitabın yarısını da oluşturan mitoloji kısmı çekti. Oldukça ilgi çekici ve akıcı dili olan bir kitap. Sanat ve mitoloji ile ilgilenenlere tavsiye ederim 😊.