26 Ocak 2025 Pazar

1.Tekil

 

Kitabın başında şöyle diyor: "Bu hikayedeki tüm karakterler ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur." Ama kitabı okumaya başladıktan sonra insan, gerçeklerden o kadar da uzak olmadığı hissine kapılmadan edemiyor. Bu roman, birinci ağızdan anlatılan bir kalp kırıklığı hikayesi. Tamamen modern, açık görüşlü olarak tanımlayabileceğimiz bir kadının hikayesi ama ilişkisini kaybetmek korkusuyla, kendisini saklayan, olmadığı bir insana dönüşmeye, giderek muhafazakarlaşmaya başlayan bir kadın. Öyle ki Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinde, dereceyle girilen bir bölümü bitirip, iyi bir şirkette çalışmasına rağmen, işinden memnun olmadığı için evlenmeyi düşündüğü sevgilisine, evlenince evimin hanımı olurum diyen bir kadın. Halbuki ev hanımı olan annesinin babası karşısındaki çaresizliğini yıllarca gözlemlemiş bir kadın. Bir yandan da nedensizce terk edildiğinde balık kılçığı yöntemiyle neden terk edildiğini anlamaya çalışan bir kadın. Karşı tarafta ise, ailesinin beklentileri ile kendi istekleri arasına sıkışmış, zayıf karakterli, iradesiz bir adam. Ama kalbe söz geçirmek zor tabii. 

Akıcı, sizi karakterin iç dünyasına çeken ve okuduktan sonra üzerine düşünmeye devam edeceğiniz bir kitap. 

"Bazı kararlar mantığınız size tam tersini söylese de içgüdüyle alınmalıdır." 

Bir Kadının Portresi

  Bir Kadının Portresi, başlarda çok söz söyleyen ama hiçbir şey anlatmayan bir kitap gibi geldi bana. Ama sonradan olaylar ilerledikçe oldu...