Kaleme aldığı özgün metne kendisinin son araştırmasından ve en son gözlemlerden edindiğimiz yeni bilgileri katma arzusuyla Hawking, kitabının elinizdeki son baskısı için yeni bir önsöz yazmakla kalmadı, aynı zamanda solucan delikleri ve zaman yolculuğuyla ilgili çok etkileyici yepyeni bir bölüm kaleme alarak kitabını güncelledi."
Kitabın başlarında Kant'ın bir varsayımından bahsediliyor: 'Evren daima var olmuş olsun ya da olmasın, zaman önceden beri daima vardır. Fakat Aziz Augustinus, 'zamanın tanrının yarattığı evrenin bir mülkü olduğunu ve evrenin başlangıcından önce zamanında var olmadığını söyler.' Bu hiç düşünmediğim ilginç bir bakış açısı. Yani zaman da aslında evrenin başlangıcıyla başlamıştır. Ondan önce zaman diye bir kavram yoktu.
Hawking kitabında, Aristotelesçi gelenekten de bahsediyor ve bu 'gelenekte evrende hüküm süren yasalara sırf düşünce yoluyla ulaşılabileceğine' inanıldığından bahsediyor. 'Dolayısıyla gözlem yolu ile kontrol etmeye gerek yoktu.'. Yani biri bir şey söylediğinde herkes hemen inanıyor ve bu düşünceyi test etme gereği duymuyormuş. Bu söylediğim ne kadar saçma gelse de bu düşünce tarzını eğitimsiz insanlarda görmek hala mümkün. Etrafımızda biri ne derse inanan, kendi düşünce süzgecinden geçirmeyen yada gözlemlemeye gerek duymayan bir sürü insan var.
Kitabın içinde Hawking'in insanlara dair çok beğendiğim bir gözlemi var: 'Bazı insanlar yanlış olduklarını asla kabul etmez ve görüşlerini desteklemek için yeni ve genellikle birbiriyle tutarsız çeşitli gerekçeler bulmaya devam ederler.' Bu günlük hayatta olduğu kadar bilim dünyasında da geçerli.
Doğrusunu söylemek gerekirse bu kitabı okumak beni biraz yordu çünkü bazı bölümleri anlayabilmek için çok uğraşmam gerekti. Hatta bazı bölümleri tam olarak anlayabildiğimi sanmıyorum. Yine de bu konulara biraz ilginiz varsa iyi bir başlangıç kitabı.
Bu kitabı Münih - Touluse uçağında okurken yanımdaki adam İngilizce sordu: "Bu kitap hangi dilde?". Ben de Türkçe diye cevap verdim. Diğer yanımda oturan adam da, "Ben hemen anlamıştım zaten." dedi. Bu garip dialogtan sonra yol boyunca ve sonrasında kimse birşey konuşmadı :).
Son olarak kitapta okuduğum görelilik kuramı ile ilgili hoş bir limerick (İrlanda kültürüne ait uyaklı ve espirili şiir türü) ile bitireyim:
'Genç bir hanım var Wight adasından
Işıktan çok daha hızlı seyahat eden
Bugün koyuldu yola
Biraz göreli bir yolla
Ve vardı evine dün geceden'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder