2 Mart 2019 Cumartesi

Korkma! İyi Bir Annesin

"Sevgili anne! Sırtına elimi koyup eğilip gözlerinin içine bakmak istiyorum. Gözlerinin içine baka baka “yalnız değilsin, bak hepimiz aynı yollardan geçiyoruz, hepimiz benzer şeyleri hissediyoruz” demek istiyorum.

İşte bu kitap sırtındaki elim, gözlerinin içine bakan gözlerim.

Ve elim elinde, gözlerim gözlerinde, yürekten ta derinlerden bir yerden diyorum ki;

KORKMA! İYİ BİR ANNESİN"

Kitabın yazarı bizim işyerinden birinin kardeşi olduğundan kısa bir sunum vermesi için insan kaynakları yazarı işyerine davet etti. İnternette akademisyen anne olarak bilinen Dr. Saniye Bencik Kangal, Hacettepe üniversitesi çocuk gelişimi bölümünde öğretim üyesi. Sunumundan ve enerjisinden çok etkilendim ve kitabını almaya karar verdim. Doğrusunu söylemek gerekirse kitabı sunumu kadar ilgi çekici değildi. Belki de ben bu kitabı okumak için geç kaldım. Arda'nın kitapta anlatılan zor zamanları çoktan geçti. Kitapta zaten bilmediğim birşey yoktu. Hamileyken okusam belki daha çok etkilenirdim. Ama Arda bebekken bu konu hakkında bu kadar güncel kitaplar yoktu. Bizim jenerasyon anne olmaya başladıkça konu hakkında daha benim bakış açıma yakın kitaplar görmeye başladım raflarda.

Kitapta ilgimi çeken bölümler aşağıdaki gibi:

'Her annenin en büyük hayali, yanlız başına oyunlar kuran, kendi kendine saatlerce oyun oynayan bir çocuk! Tabii ki o günler de gelecek. Ama çocuğun buna gelişimsel olarak hazır olması gerekli...Ve gün gelir "yanlız kalmak istiyorum anne" söylemiyle kendinizi kapının dışında bulursunuz.'

'Çocuğumla ne kadar oynamalıyım? Şimdi burada bir saat desem, bir saat dolduğunda çocuk "anne ne olur buraz daha oynayalım" derken "olmaz yavrum uzmanlar bir saat diyor, sana ayrılan sürenin sonuna geldik" demeyeceğiz herhalde. Ya da diyelim ki çocuk sıkıldı "anne oynamak istemiyorum artık" diyor, siz "olmaz, bir saati daha tamamlamadık, 10 dakika daha oynayacağız. Şimdi ben köpek oluyorum, sen kedi, hadi hadi" diye çocuğumuzu zorlayacak halimiz de yok!'

'Erkek çocuk 3-4 yaşlarında annesine hayranlık duymaya başlar. Fakat annesi babasıyla evlidir. Demek ki babası gibi olursa annesi onu daha çok sevecektir. Bu düşünce ile babasını taklit etmeye başlar. Böylece erkek çocuk babası ile özdeşim kurarak erkek cinsiyetine uygun tavırlar sergiler... Bu dönemde kendisine hayran olan ve kendisi ile evlenmek isteyen oğluna annenin "tamam yavrum büyüyünce seninle evleneceğim. Bıktım zaten bu adamdan" demesi doğru değildir... En doğru cevap, "bir gün sen de büyüyecek, sevdiğin biriyle güzel bir yuva kuracaksın. Ben her zaman senin yanında olacağım" demektir.'

Yukarıdakine benzer bir durumu Arda'yla ben de yaşıyorum. Dudaklarımdan öpmek istiyor ve her seferinde dudaktan sadece anne ve babanın öpüşebileceğini, onun da büyüyünce sevdiği kızı bulup onu dudaklarından öpebileceğini anlatıyorum.

Kitabın sonunda özgüven gelişimini desteklemek için 15 madde öneriyor:

1. Koşulsuz sevmek
2. Kıyaslamamak
3. Çocuğun gelişim özelliklerini bilmek
4. Tehdit etmemek (sanırım biz bunu pek beceremiyoruz 🤔)
5. Tutarlı olmak
6. Sözel ve fiziksel şiddet uygulamamak
7. Çocuğumuzu dinlemek
8. Ortaya çıkardığı ürünleri takdir etmek
9. Küçük sorumluluklar vermek
10. Günlük rutinleri belirlemek
11. Bazen dökülmesine izin vermek
12. Değişimleri kabul etmek
13. Başarılı olamasa da çabalarını takdir etmek
14. Çocuklarımızla birlikte keyifli zaman geçirmek
15. Çocuğun çocuk olduğunu unutmamak

Herşeye rağmen keyifli bir kitap. Vaktiniz ve ilginiz varsa okuyabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Beşpeşe

  5 yazar peşpeşe bir roman yazarsa nasıl olur? Cevabını merak ediyorsanız Beşpeşe'yi okuyabilirsiniz. Ama bence güzel olmamış, zaten 20...