Nahid Sırrı Örik, Türk edebiyatının çok kıymetli ama pek bilinmeyen yazarlarından. Kıskanmak kitabıyla tanımıştım onu, çok da sevmiştim. Okunacak kitaplar listem o kadar kabarık ki 3 sene sonra ancak sıra gelmiş bir sonraki kitabına. Hayal meyal hatırlıyorum, ortaokuldaydım belki de bu kitabın tiyatrosuna götürmüştü annem beni. Ama yazarın kurduğu dünyanın inceliklerini anlamak için fazla küçüktüm belki de. Kıskanmak kitabında olduğu gibi kitabın ana karakteri yine bir kadın. Yazarın kadınların bakış açısını çok başarılı bir şekilde kitaplarına aktardığını düşünüyorum. Yazarla ilgili araştırma yaptığımda efemine olduğuna dair şeyler okudum, belki de bununla alakası vardır. Bu kitabın ana karakteri de yine bir anti-kahraman. Kitabın içindeki bazı olaylar ve kişiler gerçek tarihten alınmış. Nimet ve Şefik ise yazarın kurmaca karakterleri. Nimet çok zeki, tutkulu, açgözlü ve çıkarlarına göre hareket eden bir kadın. Siyasi gidişat içinde nişanlısı gözden düşünce, ona karşı fiziksel bir çekim hissetmesine rağmen adamın gözünün yaşına bakmadan nişanı atan bir kadın: "Bu ete geçmediği gibi kalbi de pek fethetmemiş, zekaya ise hiç heyecan vermemiş, hemen hep gözlerin hazzı şeklinde kalmış bir aşkın matemi idi."
Özellikle erkeklerin yazdığı romanlarda kadınlar hep cinsellik konusunda isteksiz resmediliyor. Halbuki bu konuda kadınların da erkeklerden bir farkı olduğunu düşünmüyorum. Zira, Nimet kitapta köşkteki yardımcının oğlunu arzularken resmediliyor.
Nimet, siyasi rüzgara uyup ailesine denk olmasa da geleceği parlak görünen Şefik ile evlenmeye razı oluyor ve şu gerçeği de unutmuyor: "Osmanlı İmparatorluğu'nda kati hudutlarla ayrılmış bir asalet alemi mevcut değildi."
Kitapta Nimet karakteri muazzam resmedilmiş fakat Şefik hakkında aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Cemiyette söz sahibi olacak kadar yükselmiş bir adam nasıl bir kadın uğruna ideallerinden vazgeçebilir? Dönemin idealist subaylarını düşündüğümüzde bu karakter bana çok gerçekçi görünmedi: "Etini isteyerek kendisine eti için bağlandığı kadının kaç zamandır zeka ve iradesine esir, onun ağzından çıkacak sözü, hükmü bekliyordu."
Sultan Hamid Düşerken, bence okunması gereken bir Türk Edebiyatı klasiklerinden. İyi okumalar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder