29 Haziran 2019 Cumartesi

Anne Frank'ın Hatıra Defteri

"Anne Frank 12 Haziran 1942 ile 1 Ağustos 1944 arasında günlük tutmuştur. 

Mektupları, radyoda sürgün olan Kültür ve Bilim Bakanı Bolkestein'in konuşmasını dinleyene kadar sadece kendine yazdı. Bolkestein, savaştan sonra Hollanda halkının Almanlardan gördüğü zulme şahitlik eden tüm belgelerin toplanıp yayınlanması gerektiğini söylüyordu. Örnek olarak da günlükleri veriyordu. Bu sözler Anne Frank'ı çok etkiledi ve savaştan sonra bir kitap çıkarmaya karar verdi. Günlükleri bu kitap için temel olacaktı.

Anne Frank Bergen Belsen kampında 1945 yılının Mart ayında 15 yaşında öldü. Aileden hayatta kalan tek kişi olan Otto Frank onun günlüğünü yayınladı. Anne Frank'ın Hatıra Defteri o zamandan beri dünyada en çok okunan kitaplardan biri oldu. Otuzun üzerinde dile çevrildi ve 16 milyon adet satıldı."

Kitabın tanıtımı yukarıdaki gibi. Bu kitabın adını ilk olarak Türk bir yazarın bu kitaptan çalıntı bir cümle kullanması iddiası ile duydum. Internette yayılan bir çok yalan yanlış haber gibi (benim de paylaştığım) bu bilgi yanlış çıktı. Bir kaç ay sonra tesadüfen Amsterdam'a gitmeye karar verdiğimizde bu kitap tekrar önüme çıktı. Çünkü Amsterdam'da Anne Frank'ın evi gezilecek yerler listesinde üst sıralarda yer alıyor. Gitmeden önce kitabı okumaya karar verdim ve satın aldım. Bana sorarsanız kitabın çok edebi bir değeri yok. Kitabın başında ergenliğe girmek üzere olan, şımarık bir kız görüyorsunuz. Evde kaldığı iki sene içerisinde Anne büyüyor ve yaşadığı şartlardan dolayı yaşıtlarından çok daha önce olgunlaşmak zorunda kalıyor. Kitabın sonunda keşke ölmeseydi de bu kitabı kendisi bastırsaydı diyor insan. Keşke yaşasaydı ve hayal ettiği gibi büyük bir yazar olsaydı. 

Kitaptan hoşuma giden satırlar aşağıdaki gibi:

"... acıları düşünmüyorum, tersine hala geriye ne kadar güzellik kalmışsa onları düşünüyorum... Benim önerim şöyledir: 'Dışarı çık, kırlara git, doğaya ve güneşi çık ve içindeki mutluluğu tekrar yakalamaya çalış. Hala içinde ve etrafında olan güzel şeyleri düşün ve mutlu ol!'... Mutlu olan insan başkalarını da mutlu eder. Cesareti ve özgüveni olan kimse, mutsuz olduğunda dibi boylamaz!" 

"Yine gün hiçbir şey getirmedi.
Karanlık bir gece gibi geçti."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sultan Hamid Düşerken

  Nahid Sırrı Örik, Türk edebiyatının çok kıymetli ama pek bilinmeyen yazarlarından. Kıskanmak kitabıyla tanımıştım onu, çok da sevmiştim. ...