Northanger Manastırı

"Jane Austen, İngiliz edebiyatının kült romancılarındandır. Eserlerinde sıradan insanların gündelik yaşamını derin bir gözlem gücüyle ele aldı. Taşra hayatını, genç kız masumiyetini ve aile değerlerini zarif olduğu kadar ironik üslubuyla işledi. Güçlü kadın karakterlerin başrolü oynadığı romanlarının tümü sinemaya uyarlandı.

Northanger Manastırı Jane Austen'ın yayımlanmak üzere tamamladığı ilk romandır. Yapısal sağlamlığıyla çağdaş eleştirmenlerin de hayranlığını kazanan eser yazarın ölümünden sonra 1817 yılında yayımlandı."

Kitabın arkasındaki tanıtımı yukarıdaki gibi. Bu kitap, Jane Austen'ın şimdiye kadar okuduğum kitapları arasında en az sevdiğim. Bir Jane Austen hayrani değilseniz, bu kitabı okumamakla çok şey kaçırmazsınız.

Kitabın baş kahramanı Catherine Morland hayatında heyecan eksik olan hayalperest bir kız. Hikaye üç çift kardeş etrafında dönüyor. Catherine ve kardeşi James, Henry Tilney ve kardeşi Eleanor, Isabella Thorpe ve kardeşi James. Bana kalırsa bu kitap, Jane Austen'ın daha önce okuduğum yan karakter zengini kitapları gibi değil.

Jane Austen bu kitaba romantizm haricinde biraz gerilim ve korku öğesi de katmaya çalışmış ama çok başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim. Kısacası, bjr Jane Austen hayranı değilseniz bu kitap sizi biraz sıkabilir.

Unutmadan söyleyeyim bu kitabın da filmi çekilmiş tabii ki. Başrolünde de son zamanların gözde oyuncusu Felicity Jones oynuyor. Ben de izledim, film kitabından daha güzel geldi.

Emma

'Ingiliz yazar Jane Austen; on dokuzuncu yüzyıl modern roman dilinin kurucusudur.

Eserleri, Victoria döneminin gündelik hayatı ve ironisi arasında geçer; Aşk ve Gurur, Emma gibi unutulmaz klasikleri imzalamış; romanlarının çoğu sinemaya uyarlanmıştır.

Romanlarında evliliğin sosyalleştirici yanını ön planda tutan yazar, hiç evlenmemiştir. 18 Haziran 1817'de göğüs kanserinden öldüğünde 42 yaşındaydı.

Winchester Katedraline gömülmüştür.'

Kitabın arkasındaki tanıtım yukarıdaki gibi. Emma, Jane Austen'ın Aşk ve Gurur'dan sonraki en çok bilinen eseri. Tüm kitapları gibi bu kitabın da filmi çekilmiş. Başrolünde de Gwyneth Paltrow oynuyor.

Emma, bir hayalperest. Çöpçatanlık işini çok iyi başardığını düşünen ama aslında bu işi hiç de beceremeyen genç ve saf bir kız. Iyi niyetli olmasına rağmen, daha kendi gönül işlerinde bile başarılı olamayan ama başkalarının gönül işlerine burnunu sokan biri. Zaten kitabın sonunda da dersini alıyor.

Güzel, okuması keyifli, bol karakterli ve eğlenceli bir kitap. Kafanızı dağıtmak istiyorsanız ve hem romantik hem de eğlenceli bir kitap arıyorsanız, tavsiye ederim.

Mansfield Park

"Mansfield Park, tıpkı Emma gibi, Jane Austen'ın olgunluk dönemi eserlerindendir. Gerek anlatım biçimi, gerek din ve dinsel görev bilinci konularında bir tartışma başlatması bakımından Austen'ın en ciddi romanı olarak kabul edilir.

Fanny Price, Bertram ailesinin kır evlerinde onların yanında yetişmiş,  pek ilgi gösterilmeyen, içine kapanık bir kızdır. Ancak roman geliştikçe gerçek bir kahramana dönüşecek, ahlaki yetkinliği sayesinde sonunda kendisini Bertram ailesine bütünüyle kabul ettirecektir. Ne var ki Fanny, hep mücadele etmek zorunda kalacak; bir yandan kendi duygularıyla yüzleşirken, bir yandan da yakın çevresinden gelen baskılara karşı koyacaktır."

Kitabın arkasındaki tanıtımı yukarıdaki gibi. Mansfield Park, yazarın basılan 3. kitabı. Ilk olarak 1814'te yayımlanmış. Jane Austen'ın her kitabı gibi bu kitabının da 1999'da filmi çekilmiş. Filmini izlemedim fakat kitabı oldukça güzel.

Kitabın ana kahramanı kapaktan ve tanıtım yazısından da anlaşıldığı üzere, Fanny Price. Fanny, fakir ve çok çocuklu bir ailenin kızı iken, iyi yetiştirilmek üzere, kocası Sir Thomas Bertram'dan dolayı zengin olan teyzesi Lady Bertram'ın yanına gönderilmiş. Sessiz, sakin, akıllı, kendi halinde bir kız Fanny ve çok da iyi niyetli. Bertram'ların 4 çocuğu var. Küçük oğulları Edmund yine bir ana karakter. Büyük oğulları Tom ise bir yan karakter. Çiftin Maria ve Julia adında iki tane de kızı var. Hikayeye sonradan katılan ve bütün işleri karıştıran Mary ve Henry Crawford ise iki kardeş ve ikisi de hikayenin ana karakterlerinden.

Yazarımız Jane Austen olunca hikayenin konusu yine aşk. Içinde yine aşk üçgenleri barındıran bir kitap. Zira iki kişi arasında karşılıklı olsaydı hikaye olmazdı. Kitabın büyüsünü bozmak gibi olmasın ama bütün kitap boyunca beklediğim mutlu sonu son sayfalarda son onda yakaladım. Keşke o kısmı biraz daha uzun anlatsaydı yazar ve benim mutluluğum daha uzun sürseydi. Kısacası herhangi bir Jane Austen kitabı okuyup sevdiyseniz bence bunu da seversiniz.